Etikete göre gösterilenler Yetişkin Psikolojik Sorunları
İzmir EMDR Terapisi Merkezi
İzmir EMDR Terapisi Nerede Yapılır?
İzmir şehrimizde EMDR terapisi; Uzman Klinik Psikolog Bayram Şimşek liderliğindeki uzman EMDR terapistleri tarafından Ege Pozitif Psikoloji merkezlerinde İzmir Merkez, Alsancak, Karşıyaka, Bornova, Bostanlı, Buca, Gaziemir, Aliağa, Bergama ilçelerinde ikamet eden tüm danışanlar için kullanılmakta ve son derece başarılı sonuçlar alınarak uygulanmaktadır.
EMDR, Eye Movement Desensitization and Reprocessing ingilizce tanımının baş harflerinden oluşan yenilikçi ve çok başarlı bir psikolojik tedavinin ismidir. Türkçe olarak "Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme" olarak çevirebileceğimiz bu güçlü psikoterapi yöntemidir. Yaş aralığı fark etmeksizin farklı türlerdeki onlarca psikolojik rahatsızlıkta başarı ile tedavi sağladığı için psikologların sıklıkla başvurduğu yöntemlerden biri haline gelmiştir.
EMDR terapistlerimiz ile iletişime geçmek ve randevu almak için bize iletişim kanallarımızdan ulaşabilirisiniz. İzmir'de Emdr Terapisti uzmanı olarak en çok olumlu yorum alan ve en başarılı kadromuzu tanımak içinde uzmanlarımızı inceleyebilirsiniz. Merkezlerimizin hepsinde bay ve bayan EMDR terapistlerimiz size hizmet vermektedir.
Peki Nedir Bu EMDR?
EMDR ( Eye Movement Desensitization and Reprocessing) "Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme" olarak bilinen göz hareketleri duyarsızlaştırma ve anıyı yeniden işleyerek yapılandırma olarak kullanılan bir psikoterapi yöntemidir. Yaşadığımız tüm olayların fiziksel tepkilerimize yansımasının takibi ile soruna çözüm bulmak olarak görülebilir. Birey yaşadığı olayların etkisi ile ona acı veren tecrübeleri, beyindeki işitsel, görsel, duygusal, bedensel ve düşünsel şekillerde saklar. Birey ona acı veren olayı bir an şeklinde hatırladığında beyninde olay ile ilgili görsel bir imaj resimler olarak canlanır. Bu resme eşlik eden tüm olumsuz inanç, kızgınlık hatta öfke, üzüntü gibi duygular ve düşünceler bedensel duyum olarak hisseder. Birey o anlarda kendine güvenememe, yetersiz hissetme, değersiz hissetme olarak bu olumsuz durumu yaşar ve fark eder. Vücut tarafından, göz hareketlerinde ise hem bu olumsuz inanç hem de o anı kişide olumsuz olarak aktive edilmez. Beyin aktiviteleri, bu anlarda bireyde, bu travma ya da olumsuz anılar hatırlandığında nötrleşmiştir.
Olaylar karşı tepki veren sistem, bireyin yaşadığı travmatik veya aşırı olumsuz duygular yaşatan olaylar karşısında bir nevi bozulmaktadır. Bu aşamada yeni gelen bilgiler mevcut hatıra deposuna entegre edilememektedir. Deneyimi tanımlamak için hatıra deposundaki çapa noktalarına bağlantı kurulamıyordur. Bağlantı eksikliği de sağlıklı sonuçların elde edilmemesine sebep olur. Sonuçta bu yaşanılan olumsuz deneyimleri yaşayan bireyde ilerisi için bu hatıradan yararlı ve sağlıklı çıkarımlar gerçekleşmez. Bir diğer yönden ise bu olumsuz bireyin tepkisi şu olacaktır. Duygularımız, anılarımız, hafızamızda tüm yaşandığı her detayı ile görsel resimler, sesler, kokular ile saklanır. Herhangi bir hatırlatıcı istenildiği zaman hatırlanamayan izole edilmiş anıları tetiklerse de o izole anı her detayı ile bir bütün olarak tekrar yaşanır.
EMDR anlayışına göre ruhsal rahatsızlıkların, kişide görülen olumsuz davranış ve düşüncelerin ve toplamında da kişilik belirleyicisi özelliklerinin arkasında bu hafıza sisteminde uyumu bozan, düzgün çalışmasını engelleyen, istenen mantıklı sonuçlar ile işlenmeden duran izole anılar yatmaktadır. Bireyin kendisi hakkında neredeyse saplantıya dönen olumsuz düşünceleri ve inançları için (örn: Ben aptalım, başaramam, şansızım vs) olumsuz duygusal tepkileri (yeni bir olay karşısında başaramamaktan korkma) ve olumsuz somatik tepkiler gösterme (sınavdan öncesi karın ağrısı yaşamak gibi) problemin kendisinin olmadığını, semptomların dışa yansımadırı. Bu yeni durumlar da tekrar tekrar yaşadığı olumsuz inançlara ve duygulara da bu izole olmuş geçmişte yaşadığı olaylar sebep olmaktadır.
EMDR tedavisi, hafızada işlenmeden izole kalmış anıların doğru bir şekilde işlenmesini sağlayan fizyolojik temelli bir terapi yöntemidir. Beynin olayın yaşandığı zamanında yapamadığı anıyı işleme işlemlerinin yapılmasını sağlar. Kilitli kalmış hatıraları hafızanın diğer hatıra bölümleri ile ilişkilendirir. Bu hatıraladan birey için yararlı çıkarımlar sağlayacak verimli bilgiler olarak depolanmasını sağlar. Danışan bu hatırayı tetikleyen durumları yaşadığında artık EMDR terapisi ile artık izole olmayan bu anılardan rahatsız olmaz. Geçmişte yaşadığı olayı yeni, doğru ve mantıklı bir perspektiften görmeye başlar.
Bugüne kadar her yaş grubundan milyonlarca kişinin farklı türdeki psikolojik rahatsızlıklarında çok başarılı sonuçlar alınmasını sağlamıştır. Dünyadaki başarılı benzer sonuçları da bizde merkezlerimizde almaktayız. Ege Pozitif Psikoloji Merkezlerimizde EMDR yöntemi ile İzmir genelinde son birkaç yılda binlerce danışanımızda kullandığımız ve çok olumlu sonuçlar aldığımız bir yöntem olmuştur.
İzmir Emdr Terapistlerimiz
Gelişimsel EMDR Tarihçesi
Psikolog Doktor Francine Shapiro 1987 yılında, Doktora tezini yazdığı dönemde, istemli göz hareketleriyle beraber rahatsız edici düşünceleri ya da anıları düşündüğünde, bu düşüncelerin bireyde ortaya çıkardığı olumsuz hislerinin azaldığını keşfetmiştir. Bu keşfinin etkinliğini araştırmak adına TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) olan Vietnam gazileriyle, tecavüz ve cinsel istismar mağdurlarıyla 11-53 yaş arasında değişen 22 kişilik bir katılımcıyla çalışma ve araştırmalar yapmıştır. Bu araştırmalar sonucunda EMDR’nin travmatik yaşantıların olumsuz etkilerini fazla derecede azalttığını görmüştür. Francine Shapiro psikoloji bilimine yaptığı katkılardan dolayı ‘Uluslararası Sigmund Freud Ödülü’nü almıştır. Sonrasında 2009 yılında travma psikolojisine katkılarından ötürü yine ödül almıştır.
İzmir EMDR terapisi için kessin bir tarih yoktur. Fakat EMDR terapisinin geçmişi izmir’de baya eskiye dayanıyor. EMDR şu an dünyada bir çok kurum ve kuruluş tarafından onaylanan bir terapi tekniğidir. Amerikan Psikiyatri Derneği EMDR’nin etkililiğini onaylamıştır. Dr. David Grand 1993 yılında katıldığı bir konferans sonrası EMDR’ yi tanımıştır. Francine Shapiro tarafından bulunan bu terapi tekniği travmaya bağlı oluşan sorunları ışık hızında iyileştiriyordur. Daha sonra bu tekniği kendi hastalarına uygulamaya başlamıştır ve bunun sonucunda hızlı bir şekilde çok iyi sonuçlar almışlardır. Sonrasında 1999 Marmara Depreminden sonra Türkiye’ye gelip depreme maruz kalmış insanlarla çalışmalar yapmıştır. Bunların hepsini EMDR ile ilgili yazdığı kitapta anlatmıştır. EMDR yöntemiyle sadece üzüntü veren anıların artık üzüntü vermediği değil, her konuda destek sağladığı ve performansı arttırdığını gözlemlemiştir.
Çocuklarda EMDR Nasıldır? İzmir'de Kimi Tercih Etmeliyim?
Çocukların travmatik olaylarını, kaygı ve korkularını, öz güven ve çekingenlik problemleri ve fobileri, sınav kaygısı, performans kaygısı gibi problemlerde EMDR sıklıkla kullanılan ve başarıya ulaşılan bir terapi tekniğidir. Aynı zamanda İzmir EMDR terapistleri olarak gerek uzman terapistleri ile gerek sağlık altyapısı olsun Çocuklarınızın ruh sağlığı için Ege Pozitif Psikoloji ideal bir kurumdur. İzmir merkez ve ilçelerinde Ege Pozitif Psikoloji çocuklar için kapsamlı bir EMDR terapisi sunmaktadır.
EMDR Terapisi ile sonuç veren psikolojik bozukluklar:
- Emdr Terapi ve Kaygı Bozuklukları
- Emdr Terapi ve Depresyon
- Emdr Terapi ve Rahatsız Edici Anılar
- Emdr Terapi ve Fobiler
- Emdr Terapi ve Ağrı Rahatsızlıkları
- Emdr Terapi ve Stres Kontrolü
- Emdr Terapi ve Kişilik Bozuklukları
- Emdr Terapi ve Bağımlılıklar
- Emdr Terapi ve Beden Algısı Bozuklukları
- Emdr Terapi ve Cinsel İşlev Bozuklukları
- Emdr Terapi ve Panik Bozukluğu
- Emdr Terapi ve Disosiyasyon
- Emdr Terapi ve Komplike Yas
- Emdr Terapi ve Kompleks Travma
- Emdr Terapi ve Davranım Bozuklukları ve Özgüven Sorunları
- Emdr Terapi ve Migren ve Fantom Ağrı
- Emdr Terapi ve Yeme Bozuklukları
- Emdr Terapi ve Cinsel ve/veya Fiziksel Taciz
- Emdr Terapi ve Vajinismus
- Emdr Terapi ve Erken Boşalma
- Emdr Terapi ve Taciz
- Emdr Terapi ve Bağımlılık
İzmir EMDR İle İlgili Sorulan Sorular
1) EMDR’nin açılımı nedir? EMDR ne demek?
Eye Movement Desensitization and Reprocessing açılımıdır. Türkçeye bu göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme olarak çevrilir.
2) EMDR’yi kim nasıl buldu?
Doktor Francine Shapiro 1987 yılında tesadüfi olarak bulur. Yürüyüş yaparken aklındaki kötü duygu ve düşüncelerin azaldığını keşfetmiştir. Bunun sonucunda bu sonuca şaşırıp araştırmaya başlamıştır. Yaptığı araştırmalar sonucunda beyne çift yönlü uyarım verildiğinde kötü anıların etkisinin azaldığını fark etmiştir.
3) İzmir EMDR için Tavsiye?
İzmir’de EMDR terapisi için Psikolog arıyorsanız. Alanında uzman ve deneyimli olmasına önem veriniz. İlk etapta İzmir'de EMDR terapisi yapan psikologlar diye küçük bir araştırma yapın. Böylece kafanızda azda olsa bir şema oluşur. Dilerseniz bu hizmet için Ege Pozitif Psikoloji Psikologlarına da bakabilir ve bizleri yorumlayabilirsiniz
4) EMDR Terapisi nasıl uygulanmaktadır?
Gelen danışanın olumsuz anıları tarandıktan sonra beyne çift yönlü uyarım dediğimiz uyarımlar verilir bunlar ya göz hareketleridir ya dize ya da omuza tık tıklar ya da kulağa verilen seslerdir. Bu olumsuz düşünceler bu çift yönlü uyarımlar sonucunda olumlu bir düşünceyle bağlanır ve kişi artık bu anıya baktığında olumsuz bir şey hissetmez.
5) EMDR ne kadar sürer?
Bu bireye, yaşadığı olumsuz duruma, o olumsuz duruma bakış açısına ve iyileşmek isteyip istemediğine göre farklılık gösterir. EMDR tedavisine merkezimizden alabilirsiniz.
6) EMDR’ yi neden tercih etmeliyim?
Yaşadığınız sıkıntıların derinlerinde ne yatıyor onu öğrenmek için en kökünden temizlemek ve bunu hızla elde etmek için başvurabilirsiniz.
7) EMDR zararlı mıdır?
Herhangi bir zararı olmamasına rağmen bazı travmatik anılar derinlerinde daha farklı travmatik anıların kapısını açmış ve kişi bastırdığı şeylerle yüzleşmek zorunda kalmış olabilir ve seanslardan sonra çok fazla ağlayabilir, başta daha kötü olabilir ama terapiye devam edildiği takdirde iyileşmeler gerçekleşecektir. İnsan yeter ki istesin.
8) EMDR’nin herhangi bir yaş kriteri var mı?
Çocuklara bile uygulanabilen bir yöntem olduğundan dolayı herhangi bir yaşı yoktur.
EMDR Terapisi Fiyatları
Emdr İzmir fiyat ve ücretlerine baktığımızda uzmandan uzmana farklılık göstermektedir. İzmir de emdr terapisi fiyatları 150 Türk Lirası ile 350 tl arasında değişkenlik göstermektedir. Türkiye de diğer şehirler de İstanbul, Bursa, Antalya, Konya, Ankara da da ücretler değişkenlik göstermektedir. Emdr fiyatları, emdr seans ücretleri 2019 – 2020 ücretlendirmeleri; 100 ile 500 TL arasında Türkiye de değişkenlik göstermektedir. Burada Emdr Terapisi seans ücretlerinden ziyade size önerimiz, emdr terapistini iyi seçmeniz, bunun için de en az 4-5 yıllık bir deneyim, ve yetişkin psikoterapisi üzerine çalışan diğer kuram ve terapileri iyi kullanan bir emdr terapisti seçmeniz sizin için daha sağlıklı olur.
İzmir pedagog kadromuzu görmek için tıklayın...
İzmir de Emdr Terapisi Uygulayan Psikologlar
İzmir psikolog ve emdr terapisti açısından Türkiye de en zengin ildir diyebiliriz. İzmir de Emdr terapisi uygulayan psikolog seçerken bazı noktalara dikkat etmek gerekir: Emdr uygulaması basitmiş gibi görünen zor ve karmaşık bir yöntemdir. Özellikle diğer bir çok kuramla desteklendiğinde etkililiği çok fazla artmaktadır. Aynı zamanda belli bir tecrübe gerektiren sihirli bir terapi yöntemidir emdr, yani emdr terapisi uygulaması yapan psikolog seçerken, popüler olması, deneyimli olması, bir çok olumlu danışan yorumu olması sizin için daha sağlıklı yol gösterir. İzmir Psikolog tıklayın
Emdr Terapisi Zararları – Yaptıranlar
İzmir Emdr terapisi yaparken insanların sorularından birisi emdr zararları var mı? emdr terapisi zararı ile ilgili elde edilmiş net bir kanıt yoktur. Ancak emdr terapisi yaptırdıktan sonra: baş ağrısı, ağlama, uyku, uykusuzluk, öfke patlamaları, daha kötü hissetme vb. durumlar ilk emdr seanslarının başında bazen olabilmektedir. Çünkü kişi de geçmiş ile ilgili bir çok unutulmuş olumsuz travmalar hatırlandığı için kişi de psikolojik tepkiler oluşur. Ama bu anılar çalışılıp yüzleşilmezse de kişiler psikolojik sorunlardan kurtulamazlar. Ancak bu gibi sorunlar az görünür genelde emdr terapisi yaptıranlar da rahatlama, dinlenme, ferahlık, mutluluk ve huzur duyguları daha fazla yaşanmaktadır.
Panik Atak, Kötü Bir Şey Olacak ve Hastalık Korkusu
Panik Atak ve Panik Bozukluk Bir Şey Olacak Korkusu
Panik bozukluk; beklenmedik zamanlarda yineleyici şekilde panik atak nöbetlerinin yaşadığı aynı zamanda kişinin ataklarını tekrarlayacağına yönelik sürekli olarak endişe içinde bulunduğu bir kaygı bozukluğu diyebiliriz.
Panik atak; birkaç dakikadan 1 saate kadar sürebilen, şiddetinin bu süre zarfı içerisinde azalıp artabileceği, yoğun bir şekilde korku ve kaygının olduğu bir süreçtir. Kişi bu nöbet sırasında, bütün vücudunu (kalp çarpıntısı, titreme, terleme, nefes alamama hissi vb.) etkileyen yoğun bir sarsılma ve bedensel bir sıkıntı halini tecrübe eder. Panik atak ya da panik bozukluk yaşayan kişi çok yoğun olarak kaygı ve korku yaşar; bu korkunun içeriği genelde kötü bir şey olacağı düşüncesi, bireyin kendini büyük ve tehlikeli bir rahatsızlığının olduğu ya da olacağı endişesi (örneğin; kalp krizi, tümör, kanser gibi) ve öleceği, çaresiz bir çıkmazda olduğu ya da buna dayanamayacağına dairdir.
Panik nöbetleri sırasında kişi şiddetli bir takım fiziksel sıkıntılar yaşar; çarpıntı, baş dönmesi, göğüste sıkışma hissi, nefes almakta güçlük – boğulma duygusu, terleme, titreme, ateş basması, bulantı, uyuşma hissi, baygınlık duygusu gibi (bu belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterecektir). Bu bedensel değişimler o kadar rahatsız edici ve şiddetlidir ki; kişi o anda başka bir şeye odaklanma, yapmakta olduğu eyleme (çalışmak, bir şey okumak, film izlemek, alışveriş yapmak vb.) devam etme, bulunduğu yerde durmaya devam etme konusunda çok zorlanır. Çoğu zaman geçirdiği nöbetin belirtilerinden başka hiçbir şey düşünemez halde olur. Genellikle biran önce bu aşırı sıkıntılı fiziksel ve duygusal değişim halinden kurtulmak ve yaşıyor olduğuna inandığı tehlikeli durumu (kalp krizi, delirmek vs.) engelleyebilmek için; bulunduğu ortamı terk edebilir, tanıdığı birilerinden yardım isteyebilir, bazı durumlarda hastanelerin acil servislerine başvurabilir.
Panik atak yaşayan her kişi, panik bozukluk sahibi demek değildir. Bazen, belli durumlar karşısında yoğun korku ve kaygı yaşamak, ya da belli fizyolojik sıkıntılar, kişinin panik nöbeti geçirmesine neden olabilir. Kişide panik bozukluk olduğunu düşünmemiz için; atakların tekrar etmesi, beklenmedik – önceden kestirilemeyen – durumlarda da ortaya çıkması, sadece belli koşullarda (örn; kalabalık yerler / toplu taşıma araçları / uçak / asansör gibi) yaşanıyor olmaması, bir dış tehlikenin bulunmadığı ortamlarda ortaya çıkması ve kişinin nöbetler arasında tekrar atak yaşayacağına dair sürekli ve yoğun bir kaygı yaşıyor olması kriterleri önemlidir.
Panik bozuklukta kişi, tekrar panik nöbeti yaşayacağına dair kaygısından dolayı bazı ortamlardan uzak durma, yalnız kalmak istememe, mecbur olmadıkça evden dışarı çıkmama gibi bazı kaçınma davranışları geliştirebilir. Panik bozukluk, psikoterapiyle çok iyi sonuçlar alınabilen bir sıkıntıdır. Bazı durumlarda, belli sürelerde ilaç kullanımı da gerekli olabilir (özellikle kişinin çok sık ataklar geçirdiği, ataklar nedeniyle terapi seanslarına gelmekte zorlandığı, tüm günlerinin ve hayatının (özel / iş / sosyal) çok belirgin derecede engellendiği durumlarda, terapinin etkisi görülene kadarki dönemde kişinin ruh halini dengeye sokabilmek amacıyla). EMDR terapisi, Bilişsel Terapi ve Bilişsel Davranışçı Terapi, Panik bozukluğu tedavisinde en etkili yöntemler olarak kabul edilmektedir.
İzmir Yaşam Koçu ile Nefes Terapisi
İzmir Nefes Terapisi için Yaşam Koçu
Nefes terapisi aslında alternatif bir terapi yöntemi olarak ön plana çıkmaya başlamıştır. Yaşadığımız sorunların nedeni geçmiş olumsuz anılardır. Bu anıların olumsuz duyguları bedenimizde kilitli kalır; karnımızda, göğsümüzde vb. nefes terapisi ile tüm bu olumsuz anılar nefesimizle dışarı atıp rahatlamamızı sağlar. İzmir psikolog için buraya tıklayın.
Neden Nefes Terapisi
İzmir nefes terapisi, nefes terapisi Bostanlı; sağlık alanında aldığım eğitim ile bedenin mucize gibi çalışma şekli beni çok etkiledi. Tüm organların ne yapacaklarını biliyor olması ve beynin ana kumanda merkezi olması, şimdilerde ise bağırsakların bu mekanizmaya etkisinin nasıl olduğunu öğrenmek doymak bilmez bir meraka dönüştü. Nasıl oluyordu da her an bilinçli bir karar aldığımızı düşünürken aslında bir tekerrürün içindeydik. Düşüncelerimiz nasıl hayatımız oluyordu. Elle tutulamayan korkular hayatımızı nasıl olursa sınırlayabiliyordu. Charles Duhigg’in "Alışkanlıkların Gücü" isimli kitabı ise hayatım için tam bir dönüm noktasıydı ve öğrendiğim tüm alışkanlıkları oto pilottan çıkarıp hayatımı yeniden sorgulamama neden oldu. Bu dönemde Nefesle tanıştım. Nefes seansları esnasında bilinçaltım yüzeye çıkıp hayatımda onu neden yapıyorum bunu neden yapıyorum sorularının cevabını vererek geçmiş anılarla beni buluşturdu. Nefes seansları, kah yolda yürürken, kah kitap okurken geçmiş hayatımı yeniden gözler önüne serdi. Hemşirelikten başka bir mesleği asla yapamam dediğimden beri 10 yıl geçti ve ben şu anda 3. faklı mesleği deneyimlerken hayat yolculuğumun keyfini çıkarıyorum. Ben hayata teslim oldum, iyiyi de kötüyü de yaşayacağım hayat maceralarımı sabırsızlıkla bekliyorum.
Nefes Terapisi için Belgin Sarper Can Yorumları
Bugüne kadar nefes almıyormuşum. Üç günlük nefes eğitimi sayesinde ilk defa nefes alabildiğimi hissettim nefesle beraber kendime olan öz güvenim arttı. Bu güne kadar bir karar alırken hep ikilemde kalıyordum artık özgür bir şekilde karar verebiliyorum. Eğitimden sonra nefes koçumun öğrettiklerini evde yapıyorum ve sanki daha bir enerji doluyum her şeyden önce pozitif oldum sanki o üç günde kafamdaki bütün negatif düşünceler uçup gitti. Ayrıca nefes koçum Belgin hocaya da çok teşekkür ediyorum. Gerek iş hayatında gerek özel hayatımda bana farklı bir bakış açısı kazandırdığı bu konuda ona minnettarım. Bana söylediklerini uyguladım ve gerçekten olumlu sonuçlar aldım. Bence bu nefes eğitimi yaygınlaştırılmalı ve herkese ulaştırılmalı tekrardan teşekkür ediyorum.
Semra G, 29——-
Nefesten önce insanlarla aram o kadar berbattı ki, haklı olsam bile kendimi anlatamazdım. Çevremden biri beni uyardığı zaman, iyiliğim için bile olsa çok sert tepkiler verirdim. Ben sert tepkiler verdikçe etrafımdaki insanlar benden uzaklaşırdı. Sonra "nefes terapisi diye bir şey var, oraya git hayatın daha güzel olacak" dendi. İnanmadım ben, ne olabilir ki dedim. Oraya geldim ve oradan gittikten sonra kim benim iyiliğim için bir şey söylese oturup dinledim. Her şeyin benim iyiliğim için olduğunu anladım.
Fatma Y, 17
——-
Olaylar durumlar karşısında daha sakin davranamazken ve panik olurken şimdi kendi kendime dur diyorum. Rahatla öyle düşün ya da konuş. Kendimi güdülemem konusunda oldukça etkili oldu. Çok teşekkür ederim size.
Perihan S, 35
Online Psikolog Desteği - Online Psikolojik Danışmanlık
Online Terapi
Günümüzde teknolojinin gelişmesi ve değişmesiyle de kişilere yönelik psikolojik danışma ve psikoterapi hizmeti de gelişmiştir. Online psikolog desteği, online psikolojik danışmanlık, uzaktan psikolog, uzaktan psikoterapi, online psikoterapi, uzaktan psikolojik danışman aramalar git gide artmaktadır. Kurumumuzda da uzaktan ofise gelmeden evinizde ya da iş yerinizden psikoterapi ve psikolojik danışmanlık desteği alabilirsiniz.
Online Terapi Süreci Nasıl İşliyor?
- Aşama uzmanlarımızdan randevu alıyorsunuz?
- Aşama belirlenen saatte, telefonunuz, kulaklık ve Bilgisayarda skype ya da face görüntülü aramayı ve kredi kartınızı/bankamatik kartınızı hazırlıyorsunuz?
- Aşama seansın başında psikoloğumuzla bağlandığınız anda ödemeyi uzaktan size “Ege Pozitif Psikoloji tarafından başlatılan 200–350 TL tutarında ki ödeme işlemini tamamlamak için lütfen tıklayın” şeklinde ki mesaj gelip linki tıklayarak kendi telefonunuzdan kendi kartınızla 3D ödeme ile güvenle kendiniz ödemeyi gerçekleştiriyorsunuz.
- Seansınız başlıyor ortalama her seans 50 dakika civarı ve görüntülü psikoloğunuzu karşınızda görerek gerçekleştire bilirsiniz ya da ya da görünmek ve görmek istemezseniz de görüntüyü kapatabilir seansı sürdürebilirsiniz
- Her seans öncesi ödemeyi seans başında aynı şekilde ödüyorsunuz.
- Her seans için randevu alıyorsunuz.
- Her seansta kesinlikle sizi 60 dakika kimsenin rahatsız etmeyeceği bir yer seçmeniz sizin için daha güvenli ve rahat olun.
- Uzaktan Psikoterapi, online psikolojik destekte hangi terapi yöntemleri ile çalışılır?
İzmir online psikolog, Kurumumuzda ki uzmanlar her biri kendi alanında bir çok eğitim almış ve yıllardır terapi yapan bir ekipten oluşmaktadır. Bilişsel davranışçı terapi, çözüm odaklı terapi, varoluşsal terapi, regresyon terapisi, dinamik psikoterapi, ve EMDR terapisi, çift terapisi, cinsel terapi yapılmaktadır. Panik Atak, kaygı bozukluğu, depresyon, aldatılma, eş sorunları, bir şey olacak korkusu, hasta olma endişesi, hastalık hastalığı, ergen sorunları, boşanma süreci, travmalar, unutulamayan anılar vb. bir çok konuları artık online terapi ile destek alabilirsiniz.
Online destek veren uzmanlarımız;
Sosyal Medyanın İnsan Psikolojisi Üzerindeki Etkileri
Yapılan araştırmalar Türkiye de sosyal medya bağımlılığı, sosyal medyada insanların sadece zamanlarından kayıplar değil, ruh sağlıklarından da kayıplar yaşandığını ortaya koymaktadır. İnsanlar günlük stres ve sıkıntılarını atmak için sosyal medyaya başvurmaktadırlar. Fakat sosyal medya ya da teknoloji insanları daha da stresli bir hale sürüklemektedir. İnsanlar depresyon, stres, kaygı bozukluğu yaşıyor hale gelmektedir.

Sosyal Medya Bağımlılığı Psikolojisi
Sosyal medya bağımlılığı ve psikoloji, birçok araştırma sosyal medya bağımlılığı ve depresyon arasında pozitif bağın olduğu sonucuna varmıştır. Sosyal medya kullanımı arttıkça depresyon oranı artar. Sosyal medya kullanımı maalesef gün geçtikçe bağımlılık haline dönüşmeye başlamıştır. İnsanlar sabah uyanıp sosyal medyaya girerek güne başlar hale gelmişlerdir. Uykuyla bile olumsuz ilişkisi bulunan sosyal medya psikolojisi maalesef uyku kalitesini bile etki altına almaktadır. Sosyal medya bağımlılığı zararları oldukça fazladır. Aile ilişkileri, kaliteli zaman geçirme vb. sorunlara neden oluyor. Ekran karşısındaki ya da ekranın yansıttığı ışıklar uyku kalitesini düşürmekle birlikte gece karanlıkta salgılanan hormonların da salgılanmasını engeller. Bir müddet sonra öngörülüyor ki sosyal medya alkol ve uyuşturucudan daha bağımlı bir hale gelecek. Zaten bununla ilgili son dönemlerde teknoloji bağımlılığı poliklinikleri bazı özel ve ruh sağlığı hastanelerinde açılmış bulunmakta.
Bunların yanı sıra sosyal medya insanları tek bir forma ve tek bir güzellik algısına sokmakta oldukça başarılı olmuş durumdadır. Bir sürü shop ve efekt aplikatörleride arz talep olayından fazlasıyla talep görmektedir. Tabii bu durum kesinlikle insanlara zarar vermektedir çünkü insanlar dış görünüşlerine fazlasıyla önem verir hale gelmiştir. İnsanların öz saygısı da düşmekte olup bu durum sadece bireysel bir şekilde olumsuz etkiye değil toplumsal olarak da olumsuz etkiye varmaktadır. İnsanların iletişim becerisi düşmekte sosyal medyadan arkadaş ilişkilerini yürütmeye çalışmaktadırlar ve bu durum oldukça zarar verici hale gelmektedir. Aileler aile içinde bile sohbet edemez hale geldiği sürece iyi bir noktada olduğumuzu söyleyemediğimiz gibi kötü bir duruma doğru gitmekteyiz. Çok fazla sorun olmaya başladığında bir psikolog, psikoterapi desteği ya da aile terapisi desteği almanızı öneririz.
Öfke Kontrolü Tedavisi - Öfkeniz Kabusunuz Olmasın !
- Öfke kontrolü tedavisi olmalıyım.
- İçimde sürekli büyük bir öfke var.
- Kinimi içimde tutup sürekli intikam planları kuruyorum.
- Öfkenin kölesi gibi hissediyorum.
- Sürekli öfke duymaktan mutlu değilim.
Yukarıdaki yazan cümleler sizi anlatıyorsa aşağıdaki metne mutlaka göz atmalısınız.
Öfke nedir?
Öfke de temel duygularımızdan biridir ve hayatımızın temel bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Bu kadar hayatımıza etki eden bir duyguyu yakından tanımak önemlidir. Okulda, çalıştığınız işte hatta trafikte bile öfkemiz bizimle beraberdir öfkesiz bir hayat düşünülemez. Peki bu kadar hayatımıza etki eden duyguyu neden biz yönetmiyoruz? Bu sorusunun cevabı öfkeyi yakından tanımamaktır ya da yönetmeyi bilmemektir. Öfke; , kendimizi engelleyen herhangi bir durum, olay veya kişiyle karşılaştığımızda ortaya çıkan ve tüm bireyler tarafından hissedilen doğal ve olması gereken bir duygudur .
Öfkeyi İfade Etmek
Öfke kontrolü tedavisi için alternatif yollar aramadan önce Öfkeyi anlamalısınız.Günde belki onlarca kez öfkeye kapılır, sinirlenir, nasıl bir tepki göstereceğimize karar vermek zorunda kalırız örneğin; okulda bir arkadaşımız bir şey söyler, biz de onu tersleriz ya da aldığımız sinir bozucu bir mesaja hiç düşünmeden aynı karşılıkla yanıt veririz . Hatta öfkemizi en çok sevdiklerimizin üstünde bile uygularız bu sevgilimiz, ailemiz ya da çocuğumuz olabilir ve bazen öfkemizin sevdiklerimizi incitmesine neden oluruz. Öfke durumda sözlerimiz ya da davranışlarımız karşı tarafı onarılamayacak derece kırabilir sonrasında öfkemizin yerini derin bir pişmanlık alabilir. Öfkemizi göstermenin başka yolları; saldırganlık, tehdit etme, hatta içimizde biriktirip intikam almak olabilir fakat bu yolların hepsi hüsranla sonuçlanacak ve ileride hatırlayacağınız tek şey o anın küçük düşürücülüğü olabilir bu yüzden öfkeniz sizi değil, siz öfkeniz yönetin.
Öfkeyi Kontrolü Tedavisi
Öfkesini kontrol eden insanlar sizi şaşırtıyor mu? Sizde onlardan biri olabilirsiniz hem de kolay yollarla. Öfkeyi kontrol etme yolları için önemli olan öfkenin kökünü bulmaktır. Ancak kaynağını anlayabilirseniz bir çözüm bulabilirsiniz. Bu yolda ilerlerken anahtarın herkesin farklı bir bakış açısının olabileceğini kabullenmek olduğu unutulmamalıdır. Bunun anlamı ” karşıdaki insana” teslim ol demek değildir amacınız öfke ve dargınlığa yol açmayacak çözümler bulmak olmalıdır. Her insanın bakış açısı biricik -özgün- ve değerli olduğu unutulmamalıdır. Bu yüzden karşı tarafa kendini koymalıyız kısaca empati yapmalıyız . Şiddetli bir öfke içinde olduğun zaman; dur, öfkenin sebebi üzerinde yoğunlaş ve sebebi bul, sebebi ortadan kaldır. Benim deyimimce 3 altın kuralı ihmal etmeliyiz hayatımızda. Fakat şunu da aklımızdan çıkartmamalıyız ki, öfkeyi yok edemeyiz sadece yatıştırmayı deneriz. Eğer öfkenizi yatıştırmakta zorluk çekiyorsanız ya da tek başınıza yapamıyorsanız bir psikolog ya da psikolojik danışmandan yardım alabilirsiniz .
Öfke Kontrol Bozukluğu Nedir? Sebepleri nelerdir?
Öfke uzun yıllardan beri bizimle beraberdir bu yüzden öfkemizi kontrol etmeye çocukluktan itibaren başlarız. Fakat her birimizin çocukluğu çağı güzel olmayabilir ya da kötü olaylar, tutumlar geçirmiş olabiliriz. Bu gibi durumlar öfke kontrolüne sebep olabilir. Bu kişilerde mutluluk hormonun yapısında ve işleyişinde bazı sıkıntılar meydana gelebilir.
Diğer sebepler ise epilektik karakter ve çocuklukta ve ergenlikte yaşanan cinsel tacizler olabilir . Öfke kontrol bozukluğu çeşitli hastalıklara sebebiyet verebilir bunlar; Kalp hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, ruhsal bozukluklar (birikmiş öfke, depresyon), genleri hortlatma –genetik haritamızda olan hastalıkların tetiklenmesi– olabilir. Bu kadar çok hastalığın sebebinde öfke kontrol bozukluğu vardır. Bu yüzden bu durumun hızlıca farkına varılmalı ve tedavi edilmelidir.
Psikolojide Öfke Kontrolü Tedavisi
Psikoterapide bir çok yaklaşım vardır bu konu hakkında . Bir psikolojik danışma süreci ve tedavide amaç kendi öfkesini yönetmesini sağlamaktır. Bu tür yaklaşımların kişiye sağladığı etki küçümsenemeyecek kadar büyüktür. Unutulmaması gereken ise öfkenin normal duygu olmasıdır eğer öfkeniz yersiz ve sizin hayatınızda büyük sorunlar oluşturuyorsa önlem almaya başlamalısınız .( aşağıdaki başlıkta detaylı şekilde ele aldım )
Fazla mı Öfkelisiniz?
Bir insanı en iyi tanıyan yine kendisidir. Öfkenizin çoğu zaman yersiz ve fazla görüyorsanız, kendinizi sıklıkla kontrolden çıkmış hissediyorsanız, öfkeyi kontrol etmek için bazı çözüm yolları bulmaya başlayabilirsiniz. En kötü ihtimalle psikoloji merkezlerine başvurabilirsiniz. Ek olarak psikolojik testlere başvurabilirsiniz. Bu testler sizin öfkenizin şiddetini, öfke eğiliminizi ölçer.
İzmir Öfke Kontrol Merkezi
Bayram şimşek olarak ben İzmir ve Ege’de öfke terapisi veriyorum. Türkiye’nin neresinde olursanız olun, eğer sizinde başınız öfke ile belada ise öfke kontrol merkezi yada psikolog arıyorsanız. Buraya tıklayarak beni arayabilir sorunlarınız için ücretsiz destek alabilirsiniz.
Yetişkinlerde Sıkça Karşılaşılan Psikolojik Sorunlar
Panik Atak
Panik atak görünen gerçeklikte bir tehlike veya gerçek belirgin bir neden olmamasına rağmen kişinin şiddetli fiziksel belirtilerle kendini gösteren yoğun korku duygusunu yaşamasıdır. Panik atak anı kişi kalp krizi geçirdiğini veya öleceğini hissediyor olabilir. Ancak panik ataklar sık ve yoğun bir şekilde oluşmaya başladıysa ve günlük yaşantı kalitesinin azalmasına sebep oluyorsa o zaman panik bozukluktan söz edilebilir. Devamı için TIKLAYIN.
Kaygı Bozukluğu
Kişinin kendi vücudunda veya dış çevrede algıladığı belirli uyaranları tehdit ve tehlike olarak anlamlandırmasıyla yaşadığı ve kendini kontrol edemediği sürekli olarak korku, sıkıntı, endişe duygularını yaşadığı bir psikolojik durumdur. Belirli bir düzey kaygı doğal, hatta yaşamımızı sürdürmemiz için ihtiyaçtır. İzmir anksiyete bozukluğu Devamı için TIKLAYIN
Hastalık Hastalığı
Hipokondriyazis çok eski zamanlardan beri “hastalık hastalığı” olarak da bilinir. Kişinin vücut belirtilerini yanlış yorumlamasıyla birlikte ciddi bir hastalığı olacağı korkusunu ya da ciddi bir hastalığı olduğu düşüncesini oluşturmasıdır. Birçok tıbbi değerlendirme yapılmasına ve doktorların da güvence vermesine rağmen bu düşüncelerin sürüp gitmesi ile karekterize bir bozukluğun oluşmasıdır. Hipokondriazis terim olarak Hipokrat zamanından beri kullanılan bir sözcüktür. Hipokrat eski dönemde kaburgaların alt kısmında sıkça görülen ağrılar nedeniyle bu sözcük oluşmuştur. Bu hastalar psikolojik problem olduğunu düşünmeden önce birçok sağlık problemleri ile doktora başvurmaktadır. Daha sık olarak 20’li yaşlarda çıkmaya başlamaktadır.
ilBu kişilerin bedenlerinde ve bedensel sağlıklarında herhangi bir hastalık olmamasına rağmen hastalık varmış ya da her an olabilirmiş gibi yakınmalar gösterirler. Hasta olma kaygısı ile çok meşgul olurlar ve gündelik yaşantıların birçok zamanı bu hastalıkları düşünme ile geçer. Her kişinin yaşadığı sıradan belirtilerin yanlış ve olumsuz yorumlanması sonucunda hastalığa kesin sahip olunduğu düşüncesi ile baş etmeye çalışırlar. Hastalıkları hakkında her alanda çok araştırmaya gerek duyarlar. İnternette tıbbi bilgi paylaşan sitelerden, çeşitli forum sitelerinden adeta seçerek kendisinde var olduğu belirtileri düşünerek kendilerine teşhis koymaktadırlar. Tek bir doktora gitmekle yetinmez aynı sorun için birden çok doktorla görüşürler ve sonucunda doktora inanmama durumunu yaşarlar. Bu hastalık da profesyonel bir destek alınması gerekmektedir. Psikolojik bir hastalık olan hastalık hastalığı psikoterapi yöntemi ile gelişme sağlamaktadır.
Öfke Patlamaları
Öfke, hoşnut olunmayan durumlara karşı verilen insan yaşamında temel olan duygular arasındadır. Günlük yaşantımızda bizi öfkelendiren bir çok olay yaşamaktayız. Bizi zorlayan ve rahatsız eden durumlarda uygun tepkiler verildiğinde öfke yaşanması sağlıklı olan bir duygudur. Öfke duygusunu hissettiğimizde vereceğimiz tepkileri kontrol edemediğimizde kendimize zarar verebiliriz veya sosyal ilişkilerimizi yıkıma sebep olabiliriz. Stres insan vücuduna girdiği zaman bir şekilde çıkacak yol arar ve eğer yerinde zamanında olmazsa başka bir alanda kendini gösterecektir, aynı elektriğin girdikten sonra bedenin bir yerinden çıkmasına benzer. Aynı şekilde günlük hayatta biriktirdiğimiz stres ve kızgınlık da benzer bir etki yaratmaktadır. Küçük stres olayları kişide birikir ve bir eşik üstü uyaranlarla karşılaşıldığında nedenli veya nedensiz dışarı çıkar. Öfke patlaması yaşayan insanların birçoğu olayı tetikleyen etkenden ziyade bu birikmiş öfkeyi dışarı yansıtırlar.
Öfke kontrolü öğrenimi çocukluk çağında başlar ve beyin ön bölgesinde görülen bir işlevdir. Kötü çocukluk çağı yaşantıları ve çocuklara karşı yanlış tutumlar çocuklarda öfke kontrolünü sağlamalarını zedeler. Öfke Kontrol Bozukluğu yaşayan bireylerde mutluluk hormonu adı verilen serotonin hormonunun çalışmasında da bir farklılık olduğu gözlemlenmiştir. Öfke kontrolü çocukluk çağında kendini belli etmektedir. Çocuk eğer ailesinden şiddet görür ise, şiddet ile bütün problemlerini çözeceğini kabul eder bunu sürekli bir problem çözme için kendi hayatında da kullanmaya başlar. Alışkanlıkları davranış haline getirir. Eğer ailesinden, öğretmeninden ya da çevresindeki yetişkinlerden ilgi görmüyor ise; dikkat çekip ilgi yaratmak için öfkeyi problem haline getirebilir.
Öfkemizi kontrol altına almak ve doğru yönlendirmek için; gevşeme, problemi çözme, düşünme biçiminde değişiklikler yaratma, mizah kullanma gibi teknikler öğrenilip hayata geçirilmektedir. Hayatında ki bu değişimleri tek başına yapmakta zorlanan bireyler ise psikolojik danışma süreci ile öfkesini ve hayata karşı öfkesinin nedenleri çalışabilmektedir. İzmir öfke kontrolü, İzmir öfke kontrol merkezi vb. devamı için tıklayın.
Aldatılma
Aldatma konusunda her durum kendine özel farklı bir durumdur. Her aldatılma yaşayan çift boşanmıyor ama her ihanete uğrayan taraf ağır bir travma yaşıyor demektir. İkili ilişkide kırılma, aldatılanın ruhunda deprem etkisi yaratan sorun haline gelmektedir. Daha büyük psikolojik yıkıma sebep olmadan aldatılma travması ile ilgili destek alınmalısı gerekmektedir. Genellikle 55-60 yaş arası erkeklerde aldatma oranının yüksek olduğu görülmektedir. Sık seyahat edenler ve yüksek statüye, yüksek gelire ulaşan kesim aldatma konusunda risk faktörü olarak görülmektedir. Aynı zamanda erkekler kadınlardan daha yüksek oranda aldatmada risk faktörüdür. Çünkü erkeklerin her üç dakikada bir seks düşündüğünü bilinmektedir. Aldatan kişilerinin çoğunun bilinçaltında ‘bu aile bana yetmiyor’ düşüncesinin yattığı görülmektedir. İzmir Aile terapisti için tıklayınız.
Aldatmada erkek veya kadının kişilik sorunları neden olabiliyor. Fakat kişilik faktörleri en yaygın sebep olarak rastlanmamaktadır. İlişkilerde eşlerin birbirinden beklentisi ve aldıkları tepkiler farklı nedenleri doğurmaktadır. Evlilikteki aldatmaların daha ağır yaşandığını, ama birlikteliği korumak açısından da daha fazla çaba gösterildiği görülmektedir. Erkek olarak eğitilirken kadınlarla, sık sık ilişkide bulunabilmek dışardaki insanlar tarafından iyi bir şey olarak yansıtılıyor. Aldatan erkeğe toplum bir baskı olmaktan çıkıyor. Erkek aldatmayı etik mesele olarak görmüyor ve böylece aldatma ile karşılaşınca toplum tarafından dışlanmıyor. Terk, dışlanma, hakaret, kızgınlık gibi çok sayıda sıkıntı veren duygudur ve aldatılmak ise bu duyguları harekete geçirmektedir. Bir süre boyunca eşini sürekli bu nedenle suçluyorsan bir türlü unutamıyorsan ve aldatmanın yaratığı travma ile hayatını etkiliyorsan bir uzmana gitmekte yarar vardır. Aldatılan kadın ne yapmalı, aldatılan erkek ne yapmalı devamı için tıklayın.
Obsesif Kompülsif Bozukluk
Günlük yaşamda herkes bazı konular ile ilgili endişe ve takıntıları var olabilir. Birçok insan oluşan bu duygularla baş edebilir ve yaşamını etkilemelerini izin vermeden ortadan kaldırabilir. Fakat bazı kişiler gerçeklik duygusunu zedelemeden doğru olmadığının farkında olmasına rağmen takıntılı düşünceler ile yaşamına devam etmeye çalışabilir. Obsesif kompulsif bozukluk, takıntılı düşüncelerin gündelik yaşamı ve hatta yaşamsal aktiviteleri engelleyecek dereceye gelmesi sonucu ortaya çıkan psikolojik bir rahatsızlıktır. Takıntılı düşünce ve dürtüler yaşamaya obsesyon denilmektedir yineleyici zihinsel eylemler ve davranışlar oluşmasına ise kompulsiyon davranışları denilmektedir ve bir araya gelerek ruhsal bir rahatsızlığı oluşturmaktadırlar. Kendini düşünmekten ve davranışları gerçekleştirmekten alıkoyamadığı için kişide huzursuzluk ve anksiyete duygu durumu yaşanır. Daha sık olarak ergenlik dönemini ve 20-30’lu yaşlarda görülen hastalık çocukluk dönemi de dahil her yaşta karşılaşılır. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık olarak görülen obsesif bozukluk erkeklerde ise daha erken yaşlarda ortaya çıkmaktadır.
En yaygın obsesyon belirtileri:
- Aşırı kuşku duyma ve sürekli güvenmeye ihtiyaç duyma.
- Simetri, düzende kusursuzluk ihtiyacı.
- Günahkar düşünmekten kaçınma.
- Sosyal açıdan rezil olmaktan ve reddedilmekten korkma.
- Hata yapmaktan ve hatalı görünmekten çekinme.
- Pislik, mikrop veya hastalık kapma korkusu.
- Başkasına zarar vermeme isteği.
- En yaygın kompülsiyon belirtileri: El sıkışmamak elini pis gördüğü her yerde kaçınma.
- Değersiz nesneleri alma, biriktirme.
- Yapacağı işleri belirli bir sıraya göre yapma.
- Akıldan çıkmayan rahatsızlık veren görüntü veya kelimeleri zihinde tekrarlama.
- Ocak, ütü, kapı kilidi gibi sürekli kapanması gereken eşyaları kontrol etme sıklığı.
- Belirli kelimeleri veya duaları içinden tekrar etme isteği.
- Ev eşyalarını, kişisel eşyalarını sürekli düzenleme ve belirli bir sırayla düzenleme isteği.
Obsesif kompulsif bozukluğun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte biyolojik ve çevresel faktörlerin hastalığın gelişiminde önemli rol oynadığı bilinmektedir. Uzman bir psikiyatrist tarafından hastanın davranışları izlemeye alınır ve belirtiler değerlendirilerek hastanın ruhsal sağlığı değerlendirilir. Tedavinin başarılı gerçeklemesinde önemli olan konulardan biri erken teşhis olmasıdır. Psikiyatrinin önerdiği ilaç tedavisi ile birlikte kesinlikle psikoterapi alınmalı ve nedenleri ile kişisel gelişim sağlanmalıdır. İzmir psikolog için tıklayınız.
Anksiyete Bozukluğu Tedavisi İzmir
Anksiyete Tedavisi İzmir
İzmir anksiyete tedavisi, İzmir’de en iyi anksiyete doktoru, İzmir anksiyete psikolog, ilaçsız anksiyete tedavisi vb. sorularınıza yanıt arıyorsanız sorularınız cevabı burada olacak. Genelde kaygı yaşayanlara çevreden “ya ne var bunda” “bu kafaya takılır mı?” “bırak artık düşünme bir şey olmaz” “ya endişelendiğin şeye bak” gibi sizi anlamayan bir çok olumsuz geri bildirim alıyorsanız. Sorunlarınızdan kurtulmak için psikolog, psikoterapist arıyorsanız doğru yerdesiniz.
İzmirde anksiyete tedavisi için bize başvuran yüzlerce vaka gören Uzman Klinik Psikolog Bayram Şimşek olarak yaptığım görüşmelerde danışanlarım genelde “sanırım öleceğim” “içimde daralm var”, “kontrolü kaybetme korkusu” “rezil olursam insanlar ne düşünür” “her an kötü bir şey olacak” “kalp krizi geçiriyorum diye acillere gidiyorum sürekli”, “bir yerim ağrıyınca ya hastaysam ya kansersem diye doktora gidiyorum” gibi şikayetlerle gelmektedir. Sizlerde şuanda bunlara benzer sorunlar yaşamış olabilirsin. Sizi bu konu da çok iyi anlayabiliyorum, çünkü çok karşılıyoruz. İzmir psikolog için tıklayınız.

Anksiyete(Kaygı) Bozukluğu Nedir?
Anksiyete (anxsiyete) bozukluğu; genelde gözle görülür bir neden yokken bir tehdit olmadığı halde meydana gelen kaygılı olma hali, endişe, sinir, rahatsızlık ve huzursuz olma durumudur. Aslında vücudumuzun normal tehlike karşısında verdiği doğal kaygıdan farklıdır. Yanlış bir alarm söz konusudur. Kaygı, beynin stres ve tehdide karşı doğal bir tepki vermesidir. Yani aslında olması gereken sağlıklı bir yapıdır. Bizi ciddi tehlikelere karşı hayatta tutar. Her şeyin çoğu ve azı zararlıdır, bu anksiyete için de söz konusudur. Şuanda bu yazımızı inceliyorsanız kaygılarınızı yönetmekte sorun yaşıyorsunuz demektir, ama şuan bunları öğrenmek anksiyete bozukluğunu yönetmek için bir değişim yaratmaz. Ancak her bilgi sorunlarınızla başetmek için bir destek mekanizması yaratır. Anxiyete bozuklukları doğal endişe diye belirttiğimiz duygulardan farklıdır. Kaygı, endişe, kontrolsüzlük, iç huzursuzluk, kötü bir şey olacak kaygısı, eleştirecekler, ne derler hakkımda vb. duygular aşırı olmaya başlayınca, günlük yaşamımızın kalitesini etkiler hale gelince bir kaygı bozukluğu olduğunu söyleyebilir.
Dünya da anskiyete bozuklukları en yaygın psikolojik sorunların başında geldiğini biliyor musun?
Türkiye’de de en sık karşılaşılan psikolojik sorun olarak görmezsek şaşırmayız.
Ege pozitif psikolojiye gelen en sık psikolojik sorun diyebiliriz. Yani İzmir de yalnız değilsiniz sizin gibi binlerce kader ve duygu ortağınız var.
Kaygı Normal mi Bende mi Bir Sorun var?
Bir çok insan şunu ister hiç kaygılanmayalım, hiç üzülmeyelim, korkmayalım, öfkelenmeyelim. Bu mümkün değildir. Bir şekilde hayatımızda kaygılarımız, endişelerimiz, üzüntülerimiz ve öfkelerimiz hep olacak. Bir şekilde çocuğumuz için hep kaygılanacağız, annemiz hasta olduğunda korkacağız, bir yakınımızı kaybettiğimizde üzüleceğiz, engellendiğimiz de öfkeleneceğiz. Bunlar hayatın bir parçası önemli olan bu duyguları sürekli, tekrarlayıcı bir şekilde günlük hayatımızı, ikili ilişkilerimizi olumsuz etkileyecek düzeyde yaşanmamasıdır. Şunu unutmayın çok sevdiğiniz birini kalp krizinden kaybettiğinizde üzüleceksiniz ve kaygılanacaksınız bu ilk 3 ay normal ama bu 3 ay sonra da yoğun şekilde ya kötü bir şey olursa ve üzüntünün yoğun şekilde devam etmesi normal değildir.
Anksiyete ile Niye Sorun Yaşıyoruz?
Kaygı dendiğinde akla gelen ilk şey kaçılması ve olmaması gereken bir duygu olarak değerlendiririz. Size şunu belirtmeliyim ki bu şekilde düşünmek anksiyetenizi daha da büyük hale getirir. Kaygı ve olumsuz duygularla ilgili en büyük hata; olmaması gereken bir duygu olarak değerlendirmektir.
Danışanlarıma en başta şunu öğretirim;
- Kaygı, endişe, öfke, üzüntü gibi olumsuz duygular hayatımızın bir parçası ve yaşayabilmemiz için gereklidir.
- Olumsuz duygu yaşadınız diye onunla kavga etmeyin yani “ben bunu niye yaşıyorum?” “yaşamak istemiyorum”, “ya yine gelirse” , gibi düşünce ve duygularınızla tartışmak yerine kabullenin önce
İlk insanların jilet gibi keskin dişleri olan vahşi hayvanlar karşısında korku ve kaygı yaşamasalardı. Günümüz doktorları lise de geleceği ve para kaygısı olmasaydı ders çalışırlar mıydı. Yani kaygı ve endişe aslında bizi yaşama bağlayan gerekli bir duygudur. Günümüz modern çağda da olumsuz duygular olacak, insan oğlu var olduğundan bu yana bu duygular var.
Önemli olan yapı bu duyguların şiddetini ayarlamaktır.
İzmir de yüzlerce panik atak, kaygı bozukluğu, sosyal fobi vb. ile nasıl baş edeceğini öğretip bu sorunların bir çoğunu bir daha yaşamaz hale getirdik. Bir çok kişi son seanslarla çiçeklerle gelip teşekkür etti. Şunu unutmayın aşırı kaygı duyan bir futbolcu eli ayağına dolaşır. Sınav kaygısı yüksek olan bir çocuk heyecandan soruları yanlış okur bir sürü hata yapar yapabileceği soruları da yanlış yapar. Ama bu kaygıyı doğru yönetebilirse Türkiye de derece yaparak tıp fakültesi kazanıp mutlu olabilir.
Anksiyete Bozukluğu Ne Neden Olur Ki?
Stres ve anksiyete bozukluğu aslında çocukluktan itibaren çok sinsi ilerleyen bir rahatsızlıktır. Belli dönemlerde az az kendini gösterir ancak zamanla artmaya başlar. Bazen iyileşip bazen de tekrarlayan inişli çıkışlı bir sorun olarak da devam eder.
Anksiyete bozukluğu ve yaygın kaygı bozukluklarını incelediğimizde;
- Çocukluk yaşantılar çok önemli bir neden olabilmektedir.
- Genetik ve kalıtsal nedenler ise tartışmalıdır, net bir kanıt yoktur.
- Hastalığın oluşmasında beyin nörokimyası, kişilik özellikleri de etkili olmaktadır.
- Stresli yaşam olaylarına maruz kalmak,
- Aile içi şiddet,
- Aile içinde öz güveni sarsıcı ifade ve telkinler,
- Ölümlere ve hastalıklara fazlasıyla maruz kalmak,
- Tacize ve tecavüze maruz kalmak ya da şahit olmak,
Tüm bunlar anksiyete bozukluğuna neden olabilmektedir. Anksiyete hastaları yorgunluk, kas ağrısı, gerginlik, kalp sorunları, baş ağrısı gibi problemler için doktor doktor gezip, psikiyatri tedavisi için geç kalabilmektedir. Bu kişiler ruh sağlığı dışında ki bir çok hekime başvurur ve biyolojik bir hastalık ortaya çıkmaz ve bu sorun psikolojiktir denir.
İzmirde Anksiyete Tedavisi
Biz İzmir de Karşıyaka, Alsancak, Gaziemir gibi şubelerimizde, kurumsal olarak yaptığımız görüşmelerde (tüm arkadaşlarla her hafta isimsiz bir şekilde vakaları değerlendiririz), anksiyete terapisi uyguladığımız danışanlarımızda sık sık geçmiş yaşam hikayelerinde uzun soluklu strese maruz kaldıkları, örselenme, çocukluğundan itibaren ölümler görmüş, hastalıklar yaşamış, aile içinde şiddet görmüş, öz güvenleri zedelenmiş, kendi başlarına bir şey yapmalarına izin verilmediği gördük.
Yani aslında kimse durduk yere psikolojik bir hastalık yaşamıyor. Anksiyete terapisi (bilişsel davranışçı terapi, emdr terapisi, çözüm odaklı terapi vb.) ile oluşan ruhsal sorunların tetikleyicilerin bulunup süreci normalleştirmektir amaç. Bu tetikleyiciler bazen belli olay ve durumlar, bazen zaman (sadece sabahları, bazen sadece hava kararınca vb.) yani her anksiyete tedavisi kişinin yaşadığı sorunun kaynağına yönelik belirlenir.
Psiko-eğitim ile kaygı bozukluğu ile baş etme tekniklerinin öğrenilmesi kaygı ve anxiyetenin bir numaralı düşmanı olur.
İzmir'de ki bir çok danışanda gördüğümüz sorunlardan birisi de kişilerin anksiyete ve kaygı bozukluklarına karşısında savunmasız kalmalarının nedeni psikolojik sağlamlıklarının yetersiz ve donanımsız olmasıdır. İnternet sitelerinde ve forumlarda uzmanlar tarafında yazılmamış bilgileri okumak çok daha tehlikeli olabilmekte ve yaygın anksiyete bozukluğunu daha da arttırmaktadır. Anksiyete bazen bizi evden bile çıkarmaz. Yani sosyal geri çekilme çok fazla görülür.
Fazla anksiyetelerinizden tamamen kurtulabilirsiniz. Gelin bir seans tanışıp, ayrıntılı bir analiz yapalım. Çözüm var.
İzmir anksiyete tedavisi için psikiyatrist, doktor ya da psikolog arıyorsanız ilaç ile tedavi görmek istiyorsanız izmir en iyi anksiyete doktorunu bulmanız gerekir. Eğer İzmir de ilaçsız anksiyete tedavisi olmak istiyorsanız ya iyi bir psikolog ya da psikoterapi yapan bir psikiyatri bulmanız gerekir. İzmir de anksiyete üzerine uzmanlaşmış psikologlara gitmeniz sizin için daha sağlıklı olacaktır. Yapılan araştırmalar şunu göstermiştir, kaygı ve korkunun genelde bir uyarıcı, tetikleyici ya da travmatik olaylardır.
Kadınlarda Kaygı(Anksiyete) Bozuklukları Niye Fazla?

- Kadın ve erkeklerin beyinleriyle ilgili bilimsel çalışmalar da amigdala (tehlike ile ilgili sorunları işlemleyen bölüm) kadınların erkeklere göre duygusal yapıları beyinlerinde daha çok tuttukları görülmüştür.
- Bunun yanında kadınların erkeklere göre duygusal süreçlere, olayların işleyiş biçimine daha çok önem verdikleri, erkeklerin ise daha çok sadece sonuca odaklandıkları görülmüştür. Sonuç olarak erkekler bir çok travmayı daha kolay normalleştirdiği görülmüştür. Doğal olarak kadınlar da korku, kaygı, endişe vb. olumsuz duygularda daha fazla takılı kaldığıdır.
- Kadınsal hormonların aktif olduğu adet dönemleri, hamilelik, menopoz vb. özel durumlarda kadınlarda olumsuz duyguları (korku, kaygı, endişe vb.) daha yüksek yaşanmasına neden olur.
- Bunun yanında kadınların insan oğlunun var olduğundan beri ataerkil bir yapıda olması, erkeğin avlanıp geyik eve gelmesi kadının da mağarada kocasının yemek getirecek mi endişesi, acaba canlı mı gelir ölecek mi? Savaşlara giden erkek ve geri de kalan kadın hep acaba eşime bir şey olur mu kaygısı ile büyümüştür.
- Günümüz de durum biraz değişerek devam etmektedir. Erkek yine avlanıyor (işe gidiyor) kadın daha çok yine evde acaba eşimin aklı karışır mı? Acaba eşim kumar oynar mı? vb. korku ve kaygılarla evde beklemektedir.
- Geçmişten günümüze halen devam eden kadınlara uygulanan ayrımcı yaklaşım:erkek yaparsa elinin kiridir, kadın yaparsa o.. denmesi. Evlenirken bakire olması, ev düzeni ve çocuk bakımı, giyimine dikkat etmesi, kadının saçı uzun aklı kısadır söylevleri, iş yerlerinde görünmez cam tavana maruz kalıp yükselmesinin engellenmesi bir çok ayrımcılığa ve kötü muameleye maruz kalması,
- Türkiye de ve Dünya da kadınların değeri ve aktifliği artmakta ancak özellikle ülkemizde kadınlar ve kızlara yönelik cinsel, dinsel, örf ve adet baskıları çok fazladır.
Tüm bu problemler kadında yaygın anksiyete ve anxiyete bozukluklarını artmasında önemli bir noktadır.
Anksiyete Depresyona Neden Olur mu?
Depresyon ve anksiyete birbirinden farklı duygu durum bozukluğu grubundadır. Ege Pozitif Psikoloji ailesi olarak yaptığımız görüşmeler ve bilimsel çalışmalar şunu göstermiştir; aksiyete genelde depresyona da neden olduğu görülmüştür. Çünkü anksiyete günlük yaşamımızı aksatmakta bazen eve kapatmakta, mutsuz, keyifsiz bir hal almakta ve bir süre sonra bir çok şeyden keyif alamaz hale geliriz. Çünkü sadece kaygımızı düşünür o anımızı yaşayamayız. Bazen de inişli çıkışlı duygu durumu da yaşanabilir ama bu sizi bipolar bozukluk olarak değerlendirmenize düşündürmesin.
Eğer aşağıdaki duygu durum sorunları varsa sizde depresyonda vardır.
- Keyifsizlik ve enerji düşüklüğü
- Sürekli endişe ve kaygılı ruh hali
- Dikkat eksikliği sorunları
- Sürekli olumsuz düşünceler düşünme
- Cinsel yaşamda düşüş
- İştah da düşüş
- Bu problemler 3 haftadan fazla sürerse devamlı olarak depresyon şüphesi çok yüksektir.
Bu Huzursuzluk Bitmeyecek Mi? Artık Huzurlu Olmak İstiyorum
İzmir anksiyete tedavisi psikiyatristler ilaç ile tanı ve tedavi yapmaktadır. Anksiyete tedavisi ilaçsız İzmir diye arıyorsanız psikolog ya da psikoterapi yapan bir psikiyatrist bulmanız gerekir. Anksiyete tedavisinde en iyi doktor için psikiyatrist araması yapabilirsiniz. En çok işe yarayan yöntem ilaç tedavisi yani psikiyatrist ile psikoterapi süreci çok etkili olmaktadır. İlaçsız anksiyete tedavisi düşünenlere bütüncül psikoterapi yaklaşımı içinde olan yani bilişsel davranışçı terapi, emdr terapisi, çözüm odaklı terapi, varoluşsal terapi, regresyon terapisi, hipnoz gibi bir çok yöntemi beraber kullanma becerisi olan bir psikolog seçin.
Bizler bu süreçte ege pozitif psikoloji de çalışan tüm yetişkin psikologları bütüncül bir yaklaşım içerisinde sizin yaşam tarzınızı, çocukluğunuzu, düşünme şeklinizi, olayları değerlendirme şekliniz, aile yapılarınız, baş etme sistemleriniz hepsi bizim için önemlidir. Bu nedenle terapist ile danışan ilişkisinden ziyade samimi rahat bir şekilde iyi bir ortaklık kurmaya çalışıyoruz.
Anksiyete terapisi alacaksanız anksiyeteniz ne zaman başladı? Hangi zamanlarda ortaya çıkıyor? Hangi olaylarda artıyor? Ne zaman kaygı yaşamıyorsunuz? Çocukluğunuzda ve gençlik dönemlerinizde de benzer duygular yaşadınız mı? Bu soruların cevapları terapi sürecine yol gösterecektir. Düşüncelerinizi değiştirdiğinizde duygu ve olayları nasıl kontrol ettiğinizi göreceksiniz.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Anksiyete danışanları sayesinde danışanların boğuştuğu zorlu sorunları ya bitmeyecek mi artık, yeter yoruldum vb. söylevlerini çok dinledik. Aşağıda genelde yaygın kaygı yaşayanların karşılaştığı belirti ve kaygı semptomları verilmiştir.
- Kalp hızlı çarpar
- Heyecan, endişe
- Göğüs sıkışması
- Belli yerlerde (elde ya da vücutta)
- Yüzde kızarma
- Öleceğim düşünceleri
- Kötü bir şey olacak kaygısı
- Delireceğim – çıldıracağım korkusu
- Kontrolü kaybetme endişesi
- Rezil olacağım
- Başıma bir şey gelecek
- Sevdiklerimin başına bir şey gelecek
- Benim başıma bir şey gelirse çocuklarım ne olur?
- Ya yine olursa – beklenti anksiyetesi
- Ya hasta olursam ya kanser olursam endişesi
Yukarıda yazdığımız belirtiler genelde kendi danışanlarımızın ifadesidir. Bu belirtileri sürekli ve yineleyici şekilde yaşarsanız kaygı bozukluğunuz vardır. İzmir Karşıyaka, Alsancak, Aliağa, Bergama ve Gaziemir gibi merkezlerimizde tüm bu sorunlardan kurtulabilirsiniz.
Anksiyete Tedavisi İlaçları
Anksiyete tedavisinden genelde ilk akla gelen psikiyatri ilaçlarıdır. Bunları antidepresan ilaçlarıdır. Diğer bir yöntem ise psikoterapidir. En etkilisi hem ilaç hem de psikoterapi desteği ile süreci aşmaktır. Bazen de insanlar ilaç kullanmak istemezler ilaçsız tedavi olmak isterler böyle bir durumda iyi bir psikoterapist bulmanız iyi olabilir, bu bir psikiyatrist ya da psikolog olmalıdır. En etkili terapi yöntemi ise bilişsel davranışçı terapi ve emdr terapisidir.
Sık Karşılaşılan Kaygı Bozuklukları
Panik Bozukluk
Her insan hayatı boyunca aslında mutlaka panik atak yaşar. Asansörün birden bozulmasında, bir araba kazası ile burun buruna geldiğimizde, ilk aşkımızda. Ancak panik atak sürekli ve yineleyici bir şekilde günlük yaşamımızı etkileyecek şekilde kalp çarpması, ölüm korkusu, kötü bir şey olacak diye sürekli doktora gitmeniz panik atağınız vardır diyebiliriz. Devamı için tıklayınız.
Agorafobi Bozukluğu
Evden çıkmaktan zorlanma, kalabalık ortamlardan kaçınma, tünele girmekte, asansöre binmekte, sinema ve tiyatro gibi kapalı alanlara gitmekte zorlanma hatta uçak kapalı otoparkta bulunmaktan dolayı korku ve panik yaşıyorsanız agorafobi olabilirsiniz. Bunların hepsini beraber yaşıyorsanız agorafobi ama sadece tek biriyle ilgili mesela sadece asansöre binmekten korkuyorsanız özgül agorafobi denir. Dışarı ya da bu yerlere giderken yanında güvenilir birini ister bunun nedeni yanında ki kişinin onu güvende tutacağı düşüncesidir.
Obsesif Kompulsif Bozukluğu
Halk arasında kısaca OKB, takıntı hastalığı bilimsel adı zorlantı bozukluğudur. Akıl dışı düşüncelerin yineleyici bir şekilde tekrar etmesidir. Temizlik ya her pis, mikrop bulaşacak diye her yeri sürekli temizleme, sürekli el yıkama, sürekli banyo yapma, kıyafetleri sürekli değiştirme vb. şekilde yapmak istemez ancak elinde olmadan yapar ve devam eder. Dini takıntılar; 3 harfliler, ya günah işlersem, ya cehennemde yanarsam vb. düşünceler. Cinsel takıntılar: ya başkasını hayal edersem, ya eşimi aldatırsam vb. sürekli kapıyı, ocağı, arabayı kapattım mı diye kontrol ediyorsak. Bunların hepsinin yanlış saçma olduğunu biliriz, yapmak istemeyiz ama engel olamayız. Okb hastalığında kaygı, endişe yapma ve rahatlatıcı bir yapı düzeneği vardır.
Hastalık Hastalığı – Hipokondriyasiz
Hipokondriyazis halk arasında ki adı hastalık hastalığıdır. Kişi sürekli olarak bedenini dinler, bedeninde ki belirtileri internette araştırır ve kendisine tanı koymaya çalışır ve en kötüsünü düşünür. Bedeninde ki semptomları yanlış değerlendirme ve ciddi bir hastalığı olduğuyla ilgili yorum yapma eğilimindedir. Bu kişiler nerdeyse tüm hekimleri yani ana bilim dallarını gezer, kalp, dahiliye, beyin tomografisi vb. tam anlamıyla bir chek-up olurlar. Ancak biyolojik herhangi bir sorun çıkmaz. Bu kişilerin bunu yaşama nedeni geçmişinde kendisi ya da yakın çevresinde ki kişilerde sürekli hastalıklarla uğraşmış olmasıdır.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Günlük yaşamınızın işleyişi kaygı ve korkularınızdan dolayı yapamayacak hale gelmeniz ve bu bozulma 6 ay boyunca sürekli ve yineleyici şekilde devam ederse yaygın anksiyete bozukluğundan bahsedebiliriz. Sürekli bir kaygı ve endişe hali hakimdir.
Sosyal Fobi ( Sosyal Anxsiyete)
Sunumlarda, toplantı öncesinde, kalabalık karşısında konuşma, grup içerisinde çekinme ve korku yaşama ve bu korku bazen günler öncesinde ortaya çıkan endişe, kalp çarpması ve heyecan ile ortaya çıkmasıdır. Toplumsal olarak utangaç-çekingen olarak adlandırılan ama bu dozun biraz yüksek olması sosyal fobiyi akla getirir. Başkaları kendisi hakkında ne düşünecek, alay edecekler, reddedilme endişesi ile ya hiçbir ortama girmezler ya da yoğun kaygı ve endişe yaşarlar. Bu durum en az 6 ay devam etmesi gerekir. Bu kişiler genelde özgüvenleri düşüktür.
Özgül Fobi
Korkuya yol açan yapı tek bir nesne, canlı ve ya durumdur. Bu özgül kaygı ile ilgili zarar görme düşüncesi ortaya çıkar mesela “kedi korkusu” “köpek korkusu” “uçak korkusu” “yükseklik korkusu” gibi sadece belirli alanlarda ortaya çıkar. Korkulan nesneyle ilgili kontrolü kaybetme korkusu, bayılma endişesi, paniğe kapılma kaçma gibi davranışlar gösterir.
Aslında özgül fobilerde kişi korku yaşadığı nesne ile ilgili mutlaka olumsuz bir travma yaşamıştır. Kedi fobisi olan danışanlarımın üstüne küçükken kedi atılmıştı. Köpekten korkan danışanlarımı ya köpek kovalamış ya köpek ısırmıştır.
En İyi Anksiyete Doktoru
Yukarıda yazdığım durumlar genelde sık karşılaştığımız vakalardır. Belki siz daha farklı bir kaygı da yaşıyor olabilirsiniz. İzmir kaygı bozukluğundan muzdaripseniz, artık yorulmuş, bu korku ve kaygılardan kurtulmak isterseniz. İzmir de yüzlerce kaygı bozukluğu problemini ilaçsız bir şekilde iyileştirdik. Kişiye göre özel psikoterapi yöntemleriyle bu kaygılarınızdan kurtulabilirsiniz. Rahat ve şuanın tadını çıkaracak şekilde yaşamak mümkün. Uzm. K. Psikolog Bayram Şimşek ve ekibini inceleyin danışan yorumlarını okuyun ve bizi arayın. Kaygılarınızdan tamamen kurtulmak mümkün.
İzmir Hatay Psikolog – Psikolojik Danışman
zmir Hatay Psikolog
Psikolojik destek danışan ve terapist arasında ilişki üzerine oturan bir iyileştirme tekniğidir. Psikoterapi çeşitli psikolojik sorunlar, duygusal zorlukları aşmak için kullanılmaktadır. Psikoterapi sürecinin amacı kişide rahatsızlık veren duygusal sorunları ortadan kaldırmayı ya da kontrol etmeyi amaçlamaktadır. Psikolojik danışma sürecinde amaç danışanı daha işlevsel hale getirmektir. Psikoterapi sağlıklı, dengeli ve anlamlı bir hayat sürdürebilmek içinde başvurulabilir. İzmir Hatay psikolog, Hatay aile ve evlilik terapisti, Üçyol psikolog, Egepol psikolog, Üçyol aile ve çift terapisi için size en yakın merkezimize ulaşabilirsiniz. Sizler kendinizi çaresiz, çıkmazda, ve yaşadığınız psikolojik sorunu kimse anlamıyor ise sizi koşulsuz dinleyecek ve kabul edecek olan Ege Pozitif Psikoloji uzmanları ile tanışın.
Psikolojik danışma sürecinde; ani bir kayıp, ayrılık, boşanma, aldatılma, kanser vb. hastalıklar, panik ve kaygı bozukluğu, yeme bozuklukları, travma, depresyon gibi bazı psikiyatrik ve ruh sağlığı bozukluklarını çözümleyen, bunlarla baş etmeyi ve günlük yaşamımıza etkisini ortadan kaldırmaya çalışır. Bireylerin günlük yaşam kalitesini ve işlevselliğini bozan her sorun psikoterapi ve psikolog için bir nedendir. Psikoterapi için iyi kendini geliştirmiş, psikolog, psikiyatrist ve psikolojik danışman bulmalısınız. Psikiyatristler ve uzman klinik psikologlar psikoterapi de yetkin kişilerdir. İzmir psikolog için tıklayınız.
Hatay Aile ve Evlilik Terapisti
Hatay psikolog, Üçyol aile ve çift terapisi arıyorsanız sadece yetişkin ve çift terapisinde uzmanlaşmış psikolog ekibimizle tanışın. Psikolojik danışma da hiçbir şekilde etnik, din, mezhep, cinsiyet ve yönelim üzerine ayrımcılık yapılmaz koşulsuz kabul vardır. Psikolojik sorunlar nedeniyle iş yaşamı, aile yaşantısı, ikili ilişkilerin yönü ve şekli değişip etkilenir ve ciddi zararlar görebilir. Psikolog desteği almanın en büyük amacı psikolojik rahatsızlık belirtilerini ortadan kaldırarak kişinin yaşamını daha kaliteli ve verimli bir şekilde keyif alarak devam etmesini sağlamaktadır. İzmir Aile terapisti için tıklayınız.
İzmir Hatay Evlilik, aile ve çift terapisi için aile danışmanı aradığınızda; psikoloji, psikiyatri ya da psikolojik danışmanlık lisans kökenli olup aile ve evlilik terapisi eğitimi almış bir uzman seçmeniz gerekmektedir. Aile terapisinde ilişki de bozulan dinamikler yeniden ele alınız ve düzenlenir. Aile ya da çift sağlıklı bir iletişim kurulması sağlanır. İzmir pedagog için tıklayınız.
Uzmanlarımız
Bayram Şimşek, Uzm. Aile Danışmanı – EMDR Terapisti – Cinsel Terapist
Ecem Hazel Bütün, Aile Danışmanı & Yetişkin Psikoloğu
A’dan Z’ye Regresyon Terapisi
Regresyon ne demek? Regresyon terapisi nedir?
Regresyon terapisi kaynağa inme, gerileme, geçmişe gitmek demektir. Bir diğer anlamı gerileme, çocuksu davranışlar ya da bebeksi davranışlar göstermesi yani yaşında küçük davranış ve düşüncelere gerilemesidir. Regresyon terapisi aynı zamanda Geçmiş yaşam terapisi yaş gerileme terapisi diyebiliriz. Hipnoterapi, Emdr terapisi, aktarım, karşı aktarım, bilinçaltına inme, serbest çağrışım gibi teknikleri kullanarak kişinin geçmiş yaşantısı, travmaları, çatışmaları, hatırlamadığı bilinçaltı anıları yeniden işleyerek; ilişki sorunları, ani öfke patlamaları, korkuları, kaygı ve takıntıları yeniden yapılandırma sürecidir. Regresyon tedavisi almak istiyorsanız İzmir (5 ilçede Alsancak, Karşıyaka, Gaziemir, Aliağa, Bergama da şubemiz var), Konya, Antalya, Van, İstanbul, Hatay da regresyon tedavisi yapan uzmanlarımız var bilgi için arayın.

Regresyon terapisi ne işe yarar?
Aslında tüm geçmişin yüklerinden kurtulmanızı sağlar. Çünkü şu an ki psikolojik sorunların kökeninde geçmiş yaşadığımız olumsuz anı ve travmalar, çözümleyemediğimiz çatışmalar yer almaktadır. Bu çatışmaların bazılarını hatırlarız, bazılarını ise bilinçaltında kalır ve hatırlamayız. Anlamsız öfkeler, ani patlamalar vb. Yani siz geçmişin yüklerinden kurtulamadığınız sürece üstünüzde bir yük olarak kalır ve şu anki ilişkilerinizi etkiler. Mesela tacize uğradıysanız geçmişte; kimseye kolaylıkla hayır diyemezsiniz, cinsel açıdan sorunlar yaşarsınız, eşinizle ilişkiniz kötü gider. Çünkü taciz travması 5 yaşında olmuştur ama çözümlenmediği için tüm hayatımızın bir parçası olarak bize zarar vermiştir. Regresyon terapisi ne işe yarar dediğimiz noktada taciz anısı regresyon terapisi ile çalışılır ve şu anı etkilemesinden tamamen yapılandırarak yeni bir hayat kurulur. Yani geçmiş yaşamları düzeltme çalışması yapılır.
Regresyon terapisi nasıl uygulanır?
Emdr terapisi, hiptnoterapi, serbest çağrışım, bilinçaltında ulaşma, gibi teknikler uygulanır. Kişinin şuanki yaşadığı problemlerin çocukluk ve bebeklik dönemleri incelenir, kişiye telkin ve transla biliçaltına erişmesi için gevşeme ve hipnoz dan yararlanır. Regresyon terapisi uygulanırken kesinlikle danışanı rahatsız edici, bilmediği ya da istemediği bir yöntem uygulanmaz, uygulanacak yöntem ve teknik danışan ile paylaşılır.
Regresyon Terapisi Alanlar Ne Diyor
Regresyon terapisi alanlar, regresyon ile iyileşenler yada yaptıranlar ne diyor: en çok kullandıkları kelimeler yeniden doğdum. “Üstümden sanki bir yük kalktı”, “yeni bir yaşamım var”, “yeni bir dünya var artık benim için” en çok kullanılan sözlerdir. Bazı danışanlarım “sürekli kısa süren ve biten ilişkilerim var, sürekli sevilmediğim ve değersiz olduğumu düşünüyorum” diyerek gelmekteler ve regresyon seansında fark ettiğimiz ve çalıştığım yerler birinde tacize uğradığı için erkeklere güvenmediği ve zarar verecekleri düşüncesi, birinde babasının annesini aldattığı için tüm ilişkiler riskli görmesi bir danışanım da ise doğduğu andan itibaren ihmal edildiği için değersiz ve sevilmediğini düşündüğü için sevgilileriyle bir süre sonra sevilmediğini, değer verilmediğini düşünüp ayrıldığını fark ettiler. Regresyon terapisi alanlar bir süre sonra geçmişin izlerini yeniden yapılandırdı, ve yakın ilişki sorunları çözümlendi. Sağlıklı bağlanma gerçekleşti. Bu terapiyi yaptıranlar anlamsız öfkelerinden kurtuluyor, ilişkileri düzenleniyor, sınır koyup hayır diyebiliyorlar.
İzmir’de Regresyon Terapisi İçin Hangi Psikologa Gitmeliyim?
Regresyon terapisi İzmir arıyorsanız öncelikle bu alanda yaşam koçları, enerji uzmanları, psikolog, psikiyatristler ön plana çıkmaktadır. Peki regresyon terapisini kimler yapar: Regresyon terapisi psikoterapi becerisi olan, psikoloji, tıp, psikolojik danışmanlık eğitimi almış kişiler yapabilir. Nasıl ki bir ameliyat olacağımız zaman doktoru iyice araştırıyoruz, regresyon terapisi yaptıracağınız zaman da bu alanda uzmanlaşmış, lisans diploması psikoloji olan birine gitmeniz gerekir. Eğer uzman birine yaptırmadığınızda ya paranız boşa gider, ya da regresyon terapisi yaptırırken oluşan bir çatışmayı ya da bilinçaltında ortaya çıkan bir sorunu iyi ele almadığında daha büyük bir psikolojik soruna neden olabilir. Psikoloji alanında uzman bir kişi sadece regresyon terapisi yapmaz aynı zamanda onlarca terapi yöntem ve kuramı bilmektedir. İzmir regresyon terapisi ya da İzmir regresyon terapisti arıyorsanız Ege Pozitif Psikoloji de uzman klinik psikologlarımızı inceleyin. Regresyon terapisini kimler yapar, kime gitmeliyim diye çok takıldığınızda seçtiğiniz uzmanı Google arama motorunda aratın www.doktortakvimi.com www.doktorsitesi.com ww.tavsiyediyorum.com gibi uzman sitesinde adı olmalı yok ise diploması psikoloji ile ilgili değildir.
Regresyon Ücretleri ve Seans Fiyatları
Regresyon terapisi fiyatları 2020, 2021 ücretlerini merak ediyorsanız uzmanına göre değişmektedir. Ankara, İstanbul, Bursa, Konya, Antalya, İzmir gibi büyük şehirlerde regresyon terapi ücretleri biraz daha yüksektir. Regresyon terapisi ücretleri 100 TL ile 350 TL arasında değişmektedir. Regresyon terapisi fiyat konusunda dikkatli olmanız ve alanında uzman psikoloji kökenli birisine gitmeniz çok önemlidir. İzmir regresyon ücretleri Ege Pozitif Psikoloji İzmir de 5 farklı şubesi olan sadece psikoloji kökenli ve yüksek lisanslı uzmanların çalıştığı bir kurumdur. İzmir regresyon fiyatları bizim kurumda 200 TL ile 350 Türk Lirası arasında değişmektedir. Seanslar ortalama en az 50 – 60 dakika arası sürmektedir.
Spiritiüel regresyon Nedir?
Spiritiüel regresyon nedir: Trans hali ile bilinçaltına ulaşarak geriye gitme çalışması yapılarak, duyguları, düşünceleri, beden algılarını hızlı ve etkili bir şekilde çalışılmasıdır. Açıklanamayan bedensel yakınmaların, somatoform bozuklukları, depresyon, kaygı, panik atak, taciz, ani öfke patlamaları, yaşamdan soğuma, çaresizlik, ilme isteği, aldatılma, vb. yapıların geçmişten gelen negatif enerji ve bağlarının koparılmasıyla bu hayatta kaliteli yaşam oluşturan özel bir tekniğe spiritiüel regresyon denir. İzmir spiritüel regresyon terapisti arıyorsanız Ege Pozitif Psikoloji de uzman psikolog ile geçmiş yaşam terapisi ile tüm sorunlarınızdan kurtulup huzurlu güzel bir yaşam sürmek için bizi arayın, uzmanlarımızı inceleyin. Geçmiş yaşam terapisi İzmir de uygulayan ekibimiz vardır.
Psikoloji de Regresyon Nedir?
Psikoloji biliminde regresyon ne demek; bireylerin erken dönem veya çocukluk yaşamında ki halini göstermesidir. Örneğin yetişkin bir kişinin bazı stres ve ya sorunlarda çocuksu davranışlar göstermesidir. Bunu en net kardeşi olan bir çocuğun emeklemesi bir gerileme yani regresyondur. Regresyon bazen bir rahatsızlığın belirtisi veya gelişimin bir parçası da olabilmektedir. Freudyen yaklaşımda kişinin stres ya da kaygı verici bir durumda psikoseksüel dönemlere dönme arzusudur.
Psikoloji de Regresyon Mucizesi
Psikoloji de regresyon tedavisi, iki çeşittir. Birincisi bireyin aşırı stresten dolayı çocuksu ya da bebeksi davranışlar sergilemeye başlamasıdır. Bir diğer ise kişinin geçmiş olumsuz anılar, taciz, tecavüz, şiddet, ihmal istismar, anne baba ayrılığı, aldatılma vb. travmalardan dolayı şuan ki yaşamını etkilemesidir. Şu andan geçmiş yaşantı çalışılır. Çocuklarda ve yetişkinlerde regresyon yani gerileme uzun süreli olursa normal tedavi süreci izlenmez. Eğer gerileme uzun dönemliyse kesinlikle tedavi edilmesi gerekir. Aşırı gerilme, kaygının neden olduğu regresyon (gerileme) hem psikoterapi hem de ilaç tedavisi etkili olmaktadır. Bir psikolojik soruna bağlı olarak ortaya çıkan gerileme davranışlarının tedavi edilerek, gerekli olan baş etme becerileri kazandırılır.
Psikanalitik tedavide gerileme terapisi yani regresyon terapisinde gerileme olgusunu terapi süreci içerisinde kontrollü bir şekilde izin verilmesidir. Gerileme terapist tarafından kucaklanır. Psikanalitik terapi de gerileme eğilimleri ele alınarak, çocuksu, bebeksi duygular, ilişki şekilleri, istekleri, fantezi ve davranışları olarak ortaya çıkarak aktarım yapılmasına izin verilir. Gerileme davranışı göstermesi kişinin bazen çok yıkıcı olabilmektedir. Terapi de güçlü şekilde işbirliği ve iç görü kazanması esastır.