Geçmişi Düşünme Hastalığından Nasıl Kurtulabilirim?

Yaşadıklarımızın bizde bıraktığı izler vardır ve geçmişte yaşadıklarımızın bugünümüzü şekillendirme de etkili olduğu da söylenebilir. Neticede tecrübe edindikçe bakış açımız, olayları yorumlamalarımız ve yaklaşımlarımız değişir. Ama bir de geçmişin bir anıdan ve tecrübeden öteye gidip bugünü ele geçirdiği zamanlar vardır ki bunlara dikkat etmemiz gerekir. Bazen bize ne kadar zarar verdiğini, mutsuz ettiğini bilsek dahi bir kere sürekli geçmişi düşünme hastalığına tutulmuşuz demektir.

Koparılamayan Bağlar ve Bugünümüzün Prangaları

 

Sürekli geçmişi hatırlamak ya da sürekli geçmişi özlemek onu aklımızda sürekli yeniden canlandırmamıza neden olur. Kafamızın içinde aynı şarkıyı sürekli çalan bir uygulama açık gibidir.  Geçmişte yapılan hataları düşünmek çoğu zaman beraberinde pişmanlıkları, keşkeleri getirir. Kah şunu söyleseydim, kah şöyle yapsaydım diye kendimizi paralarız. Ama bunların artık bir faydası yoktur. Geçmişe takılıp kalırsanız şimdi içinde bulunduğunuz anı kaçıracaksınız ve kaçırdığınız anlar da bir gün geçmişte kaldığında onlar için de aynı şeyler yaşanacak. Böyle bir döngü içerisine girmiş olacaksınız.

Geçmişe takılıp kalmaktan nasıl kurtulurum

 

Geçmişe takılıp kalmaktan nasıl kurtulurum? Sorusunun cevabını merak ediyorsanız öncelikle neden geçmişe takıldığınızı bulmanız yerinde olacaktır. Bu nedenlerden bir tanesi geçmişte duygularınızı gerektiği gibi yaşayamamanızdır. Bir duygu varsa mutlaka yaşanacaktır, ondan kaçış yoktur. Geçmişi ardınızda bırakmak bir süreçtir. Bu sürecin belirli aşamaları vardır ve her aşamada yaşanan duygular vardır. Bu evrelerde duygularınızı yaşamadıysanız bir hayalet gibi peşinizi bırakmazlar.

Bazen eski sevgiliye takılıp kalmak ayrılığı reddetmenin bir göstergesidir. Bu sadece eski sevgiliye takılıp kalma durumu değildir. Burada temelde sizin ilişkinizin tam olarak sonuçlanmadığı, yarım kaldığı hissiniz vardır. Hep keşke şöyle olsaydı, keşke bu şekilde davransaydım da ilişkimiz bitmeseydi ya da bu kişi sizi üzdüyse ondan hesap sormadıysanız ya da sorsanız da hala geçmişe takılı kaldıysanız bu o ilişkinin sizin için henüz tamamlanmadığı anlamına gelir. Geçmişimizdeki ilişkiler ağı bugün de peşimizi bırakmaz. Orada yaşadığımız ilişkilerin yansımalarını şimdiye taşırız. Bunu tamamlamak için o insanın varlığına ihtiyacınız yoktur. Tamamlayamadığınız şey sizin içinizdedir.

Geçmişe takılıp kaldığınız anları bir bakın. Bazen bu bir kaçıştır. Geçmiş sizin için bilindiktir, olayları sonuçlarını bilirsiniz ama gelecek belirsizdir. Geleceğin yarattığı belirsizliklerle başa çıkmamak için geçmişe sığınıyor olabilirsiniz. 

Evlilikte Geçmişe Takılıyorsam Ne Yapmalıyım?

Evlilikte geçmişe takılmak da mümkündür ve bu iki şekilde gerçekleşir. İlkinde, geçmişimizden getirdiğimiz öğrenmelerimizi, ihtiyaçlarımızı, arzularımızı diğerinin üzerine bırakırız. Bu ilk zamanlarda her iki taraf için sorun olmasa da giderek bir yük olacaktır ve taraflardan biri ya da her ikisi de bunu taşımak istemeyecektir. Bunu yaptığımızı çoğu zaman fark etmeyiz ama doyurulmamış ihtiyaçlarımızı evlilik ilişkisinde karşılamaya çalışma yoluna gidebiliriz. Daha sonra yaşanan gerilimlere kılıflar buluruz. Temelde yatan geçmişin bugünü ele geçirmesidir. Çiftler sorunları çözerken, her ikisi de konuşmaya çalışır ama ortada bir dinleyen yoktur ve onlar bunu konuşamamak olarak adlandırırlar. Burada karşı tarafı dinlemek ilk ve en büyük adımdır. Çünkü dinlemek, seni anlamak istiyorumun ilk basamadığıdır. Bunun bir güç savaşına dönüşmesini istemediğinizi ve sonunda ikiniz de kazanmadıkça bunun bir yenilgi olduğunu düşündüğünüzü gösterir. Evlilikte geçmişe takılmanın bir türü de, çiftlerin halihazırda anlaşmazlık yaşadıkları durumu ele almak ve ona odaklanmak yerine geçmişte olan olayları tekrar gündeme getirmeleri şeklinde yaşanır.

Geçmişe Takılıp Kalmaktan Kurtulma Yolları

  • Bir liste yapın geçmişte nelere takılıyorsunuz
  • Geçmişte olaylarla ilgili o kişilere mektup yazın
  • Bir kaç gün sonra o mektubu tekrar okuyun
  • O kişinin ağzından kendinize cevap yazın
  • O günkü o yaşınızla yaptığınız davranış, söz o gün için doğruydu, bugün size yanlış gelir çünkü bir çok tecrübe edinmiş oluyorsunuz, 
  • Büyümüş halinizle geçmişi değerlendirirseniz hepsi hatadır, geçmişi değerlendirirken o günkü yaşınız ve ortama göre değerlendirin
  • Geçmişi unutmaya çalışmayın geçmiş sizin bir parçanız,
  • Uzun süreli ilişkiler, yarım kalmış hikayeler unutulmaz bizimle kalır, arada aklınıza gelmesi normal
  • geçmiş aklınıza geldi diye kendiniz ile kavga etmeyin artık...

 

            Geçmişe takılıp kalmaktan nasıl kurtulurum? tedavisi var mı?? sorusu yukarıda; eğer halen ciddi zorlanıyor ve günlük yaşamınızı etkiliyorsa bir uzman desteği alınız. En nihayetinde sürekli geçmişi düşünmek ve geçmişe özlem duymak ya da geçmişe takılıp kalmak bizi bugünü yaşamaktan alıkoyar. Değişime ayak uyduramayız, daha iyi bir gelecek inşa edemeyiz. Sürekli pişmanlıklar, özlemler, keşkelerle harmanlanır dururuz. İlişkilerimiz bozulur, sorumluluklarımızı yerine getiremez hale gelir, yaşamı ıskalarız. Beynimiz devamlı geçmişteki olumsuzluklarla meşgul olduğundan gördüğümüz gelecek de gri renklidir. Bu örüntü hayatımıza genellenirse bizi depresyona sokabilir.

Geçmişte yapılan hatalardan duyulan pişmanlık için ‘şimdiki aklım olsa…’ diye bir cümle kurulur. Oysaki bunu yaparken geçmişi şu anki deneyimlerimizle, aklımızla, kendimizi tanıma seviyemizle yorumluyoruz. Geçmiş yorumlanırken o zamanın koşulları göz önüne alınmalıdır. Kendimizi o zaman ne kadar tanıyorduk, o zamanki tecrübelerimiz nelerdi bunlar önemlidir. Geçmişiyle yüzleşmeyen kişi onu orada bırakamaz bunun yerine kendisi orada kalır. Geçmişte olan olmuştur ve kimi zaman biz, kimi zamansa diğerleri hata yapmıştır. Tekrar tekrar hatırlamak o günleri geri getirmez ya da bize düzeltme şansı vermez. En iyisi geçmişi kabul etmek, kendimizi ve diğerlerini affetmektir. Bunu kendimiz için yapmamız gerekir. Bunu yaparken bazen yardıma ihtiyaç duyabiliriz. Bu konuda bir psikoloğa ya da psikolojik danışmana gitmek gereklidir. Çünkü kendimizi unutmalıyım diye zorlamak işe yaramayacaktır. Ruh sağlığı uzmanları bu konuda en iyi yardımı sağlayacaktır fakat bunu başaracak olan yine kişinin kendisidir. Duygularını bastırmaya çalışmadan kendisi de geçmişle barışmak için istekli olmalı olumlu tecrübeler dışında kalan ve heybesine ağırlık yapıp onu ilerlemekten alıkoyan maziyi bir kenera bırakmalıdır.